We kindly inform you that, as long as the subject affiliation of our 300.000+ articles is in progress, you might get unsufficient or no results on your third level or second level search. In this case, please broaden your search criteria.
The impact of human society on landscape is also documented by changes in land cover. Land cover/use changes in a basin frequently result in increased surface runoff, reduced groundwater recharge or transfer of pollutants. On the other hand, landscape stability refers to the share of (stable) areas that are identically used during the whole studied period. The aim of the paper is to analyze and assess land cover changes and landscape stability in the Nitra River Basin (Slovakia) in the years 1990 and 2012 based on CORINE Land Cover data. Geographic information systems (GIS) were used to compare and quantify the size of land cover classes (LCC). The landscape stability was determined by the overlay method using GIS. The LCC 211 recorded the most significant decrease by 1.97% (8826.64 ha). On the other hand, the share of LCC 313 increased the most by 1.22% (5469.72 ha). The total stable area represents 88.48% out of the total basin area. The largest share out of the total stable area was recorded in LCC 211 (50.85%) and 311 (27.11%). Economic development, accession to the EU and processes of (sub)urbanization were dominant driving forces behind the land cover change in the Nitra River Basin.
More...
The occurrence of forest fires is dependent on a number of phenomena. In addition to human activity, natural phenomena, including the weather and the spatial arrangement of the landscape, belong into these phenomena. In recent years there have been significant fluctuations in the weather and it is possible to observe periods with the occurrence of higher temperatures and minimum precipitation in the Czech Republic. This was reflected in the occurrence of forest fires. In the research, data series of firefighter’s intervention during forest fire for the period 2005 - 2015 was analysed in the Vysočina region. The influence of temperature on the occurrence of fires in the region was monitored. Based on the findings, testing for the potential occurrence of clusters of air temperature and the identification of areas with a potentially higher probability of occurrence of fires at higher temperatures were performed. Despite the fact that the influence of the temperature was examined separately, no matter the other meteorological phenomena, the initial hypothesis on the influence of temperature on the occurrence of forest fires was confirmed. Based on these results, spatial dependence and localization of areas with a higher probability of forest fires were modelled.
More...
The flash floods forecasting is struggling mainly with extraordinary irregularities in origin of causal precipitations. They only in conjunction with the territory water saturation caused by antecedent precipitations start effect of other local factors that can consequences of short-term extreme precipitation either worsen or mitigate vice versa. Other community area features represent a permanent potential for an adequate territory response after heavy rains. According to current knowledge, it is possible to assess the flash floods hazard of a particular territory in case of extreme precipitation in advance. If such precipitations are already on the ground, or if they are just coming up in the atmosphere, the local flood control headquarters has at least time enough to call alarm and issue a flood warning. In the ideal case, it is possible to incorporate such area assessment into the concept of decision-making of the disaster staff and to insert it into the master plan documentation. The aim of this text is to present above mentioned original method, which can be used in authomatic GIS environment by public administration as well as other users. Suggested procedure is based on automatic hydrologic modelling in ArcGIS platform in combination with advanced digital terrain model.
More...
Doğal afetler, doğal olayların neden olduğu, insan hayatı ve malları üzerinde önemli tehdit oluşturan uzun süreli etkileri olan katastrofik olaylardır. Doğal afetleri, depremler, yangınlar, seller, tsunamiler, volkanik patlamalar, heyelan, çığ düşmesi, yıldırımlar, kasırga-fırtınalar ve kuraklık olarak sıralayabiliriz. 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen ve asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremler ile sonrasında yaşanan artçı şok depremleri Türkiye’de 11 ili yıkıcı bir boyutta etkilemiştir. Yaratmış olduğu büyük can ve mal kayıpları ile depremden etkilenen illerde kültürel kurumların yıkımlarına da sebep olmuştur. Depremler, müzeler, kütüphaneler, arşivler ve tarihi yerler gibi kültürel kurumlar üzerinde yıkıcı etkilere sahip olabilir.
More...
Türkiye ‘de, T.C. İçişleri Bakanlığına bağlı kurumlarımızdan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kısa adı AFAD verilerine ve Richter ölçeği ile ölçülen, 06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş il’ine bağlı Pazarcık ilçesinde Türkiye saati ile saat 04:17’de 7,7 Mw, Gaziantep ili Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde sırasıyla saat 04:28’de 6,4 Mw ve saat 04:36’da 5,7 Mw, Malatya Doğanşehir ilçesinde saat 05:03’te 5.6 Mw, Adıyaman’ın Sincik ilçesinde saat 06:03’te 4,6 Mw, yine Kahramanmaraş ili Elbistan ilçesi 13:24’te 7,6 Mw büyüklüklerinde depremler meydana gelmiştir (https://deprem.afad.gov.tr/last-earthquakes).
More...
06.02.2023 tarihi 04.17’de Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde, ayrıca Elbistan merkezli saat 13.24’te 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmiştir. Deprem; Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Adana ve Kilis başta olmak üzere çevre illerde yoğun şekilde hissedilmiştir. Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında depremin seviyesi. Seviye olarak ilan edilmiş, kentsel arama ve kurtarma alanında uluslararası yardım çağrısında bulunulmuştur (Afet ve Acil Durum Başkanlığı [AFAD], 2023).
More...
Afetler ortaya çıktığı toplumun kendi kaynaklarını kullanarak baş etmesinin mümkün olmadığı, yüksek sayıda insan, malzeme, ekonomik veya çevresel kayıplar ve etkileri içeren bir topluluğun veya toplumun işleyişinin ciddi bir bozulması veya yok olması durumudur. Afetlerin gerçekleşmesi genellikle bazı koşulların bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Bu koşullar; tehlikeye maruz kalma, mevcut olan güvenlik açığı koşulları ve potansiyel olumsuz sonuçları azaltmak veya başa çıkmak için yetersiz kapasite veya önlemlerdir.
More...
Alp orojenik dağ kuşağında yer alan Türkiye, aktif tektoniğiyle, deprem sıklığı ve hasar riski yüksek ülkeler arasındadır. Ülkemiz periyodik olarak büyük depremler üreten başta Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fayları olmak üzere çok sayıda yerel faya sahiptir. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde periyodik olarak yıkıcı depremler meydana gelmiştir. 27 Haziran 1998 Adana Ceyhan’da 6,3 büyüklüğünde meydana gelen depremde 145 kişi, 17 Ağustos 1999’da 7,5 büyüklüğünde meydana gelen Marmara depreminde 17.480 kişi ve 12 Kasım’da 7,2 büyüklüğünde meydana gelen Bolu Düzce depreminde 845 kişi hayatını kaybetmiştir (Eflanili, 2021). 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve 11 ili etkileyen büyük depremlerde ise (7,7 ve 7,6 büyüklüğünde) 27 Şubat 2023 tarihi itibariyle açıklanan resmi verilere göre 44.218 can kaybı yaşanmıştır (AFAD, 2023). Bu veriler yaşanan son deprem felaketinin boyutunu ve yıkıcılığını gözler önüne sermektedir.
More...
Hipokrat öncesi dönemde yaşamış filozof ve hekim olan Alcmaeon (MÖ 470) suyun kalitesinin insan sağlığını etkileyebileceği ihtimali üzerinde durmuştur. Sonraları tıbbın babası olarak anılan Hipokrat da (MÖ 460-377) hastalıkların nedenini kötü su kalitesine bağlamıştır. Temiz suya erişimin halk sağlığı ile ilişkili olduğunu belirtmiştir. Hipokrat, temizliğinden şüpheye düşülen suların içilebilir hale getirilmesinin bir yolunun kaynatmak olduğunu söylemiştir. Tarihsel süreç kaliteli suya erişim, hijyen ve alt yapı olanaklarının artmasının insan ömrünü de artırdığını göstermiştir (Angelakis, Antoniou, Yapijakis and Tchobanoglous, s.9, 2020).
More...
Okuryazarlık kavramı birçok alan için kullanılmaktadır. Başta Türkçe eğitimi olmak üzere birçok alanda ders olarak okutulmaktadır. Okuryazarlık, insanoğlunun belki de en büyük mucizeleri arasındadır. Çünkü okuryazarlık insanı diğer canlılardan ayıran bir özelliktir. İnsan bu gücü sayesinde öncesini bilip sonrasını plânlayabilir. Bu durum ekonomi, askeri, dini, siyasi plânlamalar ve tabi ki eğitim plânlamaları için geçerlidir.
More...
Deprem anında enkaz altında kalan insanların kurtarılması, enkaz altında geçen süre arttıkça daha da zorlaşmaktadır (Dell’Acqua & Gamba, 2012). Bu nedenle, deprem anında ilk 72 saat, kurtarma çalışmaları açısından kritik öneme sahiptir (Huo et al., 2011). Bu süre içerisinde arama kurtarma ekipleri, enkaz altındaki insanlara ulaşmak için büyük çaba sarf etmektedir (Gulzari & Tarakci, 2021). Enkaz altındaki canlı ve cansız depremzede sayısının ve onların mutlak konum bilgisinin edinilebilmesi son derece önemlidir. Bu bilginin doğru bir şekilde elde edilmesi, arama kurtarma ekiplerinin kısıtlı zaman ve kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanmasına ve daha kesin operasyonlar gerçekleştirmesine önemli derecede katkı sağlayacaktır (Altay, 2013; Kiriazis & Zisiadis, 1999).
More...
Yüksek şiddetli depremler sonrasında yaşanabilecek araç, ekipman ve personel eksikliği, istenmeyen bir durumdur. Bu tür durumlarda, canlı belirtisi alınamayan bir enkaza kaynak ayırmaktansa canlı belirtisi tespit edilebilen enkazlara kaynak ayırmak, hayat kurtarma ihtimalini arttırabilir. Enkaz altında canlı tespiti farklı teknolojiler kullanılarak yapılabilmektedir. Termal kamera, yılan kamera gibi cihazlarla ısı ve/veya görüntü ile canlı tespiti yapılabilir. Bunun yanı sıra, ses ve titreşim algılayacak sensörlere sahip cihazlar da kullanılabilir (Sun, Yang, Liu, Zu, & Xu, 2011). Örneğin, 6 Şubat Kahramanmaraş depreminde, DELSAR adı verilen cihaz (ATEK-A.Ş., 2023) ses titreşimindeki değişiklikleri elektrik sinyaline dönüştürerek duvar ötesinde canlı olup olmadığını algılayarak birçok hayat kurtarmaya zemin oluşturabilmiştir.
More...
Afetler, beklenmedik bir şekilde meydana gelen ve bir toplumun kendi kaynaklarını kullanarak başa çıkma kapasitesini aşan ciddi aksamalardır. Can ve mal kaybının yanı sıra, ekonomik kayıplara ve çevresel hasara yol açmaktadır (Güler ve Akın, 2012). Afetlerin sayısı ve yıkıcılığı; nüfus artışı, yerleşim yeri seçimindeki hatalar, hızlı ve plansız kentleşme, endüstrileşme, iklim değişikliği ve savaşlar gibi birçok nedenle artış göstermektedir. Afetlerin neden olduğu yaşam kaybının çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana gelirken, afetler 1980-2012 yılları arasında her yıl 42 milyon yaşam yılı kaybına neden olmuştur (GAR Main Report, 2015).
More...
“Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğa, teknoloji veya insan kaynaklı olay” olarak tanımlanan afet kavramı (AFAD, 2021) dünyada birçok ülkenin karşı kaşıya kalarak baş etmeyi öğrendiği zorlu ve zorunlu bir süreci ifade etmektedir. Afetler doğal ve beşeri alt başlıklarda incelenmektedir. Türkiye’de, özellikle son dönemlerle yıkıcı etkileriyle baş etmek zorunda kaldığımız depremler de bir doğal afet türüdür (Sever, 2019: 4).
More...
Doğal afetler, ekolojik sistemin, toplumun uyum sağlama kapasitesini aşan ve dolayısıyla dış yardım gerektiren aksamalar olarak tanımlanır ve hidro-meteorolojik felaketler (örn. seller, dalga yükselmeleri, fırtınalar, tayfunlar, kasırgalar vb.); jeomorfolojik felaketler (örn. toprak kayması ve çığ); jeofizik felaketler (örn. depremler, tsunamiler ve volkanik patlamalar) olmak üzere küresel anlamda üç ana grupta sınıflandırılabilirler (Lechat, 1990). Son yıllarda, doğal afetlerin görülme sıklığı ve büyüklüğü her geçen gün artarak milyonlarca insanı etkileyen ve öldüren önemli ekonomik hasarlara neden olmaktadır.
More...
Doğal afet, bir toplumun yalnızca kendi kaynaklarını kullanarak başa çıkma kabiliyetini aşan, yaygın insani, maddi veya çevresel kayıplara neden olan, toplumun işleyişinin ciddi şekilde bozulmasına neden olan doğa olaylarıdır (Pine, 2008: 4 aktaran Birleşmiş Milletler 1992). Bu tanımlama, gerçekleşen tehlikenin bir felaket olarak kabul edilebilmesini ve bir topluluğun müdahale kabiliyetini aşan boyutta olmasını vurgulamaktadır.
More...