We kindly inform you that, as long as the subject affiliation of our 300.000+ articles is in progress, you might get unsufficient or no results on your third level or second level search. In this case, please broaden your search criteria.
A inicios del siglo XXI Ecuador se convirtió en el país de la región andina con mayor emisión de emigrantes hacia Estados Unidos y Europa(Herrera, 2008). Según datos del (INEC) en el año 2000 a nivel nacional salieron 964900 ecuatorianos, de los cuales la provincia de Loja (sur del Ecuador) representa el 6%(Herrera, Moncayo, & Escobar, 2012).
More...
El presente estudio,al adoptar el concepto bidimensional de “gentrificación transnacional” -término acuñado por Thomas Sigler y David Wachsmuth en 2015-, se adentra en un esfuerzo por explicar la influencia de factores exógenos al territorio en los procesos locales de gentrificación de las ciudades; mismos que no podían ser descritos de manera precisa mediante la conceptualización tradicional de la gentrificación y las teorías del desarrollo económico.
More...
Bu teori ulus devletlerin ilişkileri ve devlet ilişkilerini yöneten neorealist teori tarafından tanımlanan dominant faktörlerle ilgilidir. Savaş, barış ve uluslararası rekabete yönelik özel kaygıların ortaya çıkması nedeniyle Neorealist teori, üzerinde entelektüel seviyede bir çalışma yapmak amacıyla uluslararası politika alanını diğerlerinden ayırmıştır. İran’ın dış politikasında gerek bölge, gerekse dünya politikasında ve özellikle silahlanma konusunda neorealist güvenlik esaslarını gözlemlemek mümkündür. Bu makalede Neorealist kuram açıklanacak ve ardından İran’ın dış siyasetindeki Neorealist esaslar incelenecektir.
More...
1.35 milyar civarında nüfusa sahip olan Çin, bir taraftan “nükleer güç” diğer taraftan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak 21. yüzyılın başında dünya politikasının önemli bir aktörü olarak öne çıkmaktadır. 1978’de Deng Xiaoping’in başlattığı reformlar ve Çin’i dış dünyaya açma süreci ile Çin’in dünya tarihinde örneği olmayan modernleşme süreci başlamış ve Çin bu süreçte, dünya politikasının pasif konumdaki önemli oyuncusu olmuştur. Deng, bunu yaparken dış politikada Çin’in geri planda kalmasını benimsemiş ve Çin’in “kendi zamanını beklemesini ve o vakte kadar uluslararası ortamda hiçbir şekilde hâkim güç rolüne talip olmamasɪnɪ” temel devlet stratejisi olarak benimsemiştir. Deng’in küresel hesaplara bağlı bu stratejisi, Çin’in fazla dikkat çekmeden kendi gelişimini devam ettirebilmesi için uygun görülmüştür.
More...
Uluslararası İlişkiler disiplininin genç kuşak teorilerinden biri olan Sosyal İnşacılık (Konstrüktivizm), 1990’lı yıllarla birlikte popüler hale gelmiş ve disiplin içinde yoğun bir şekilde tartışılmıştır. Neo-realizm başta olmak üzere, Uluslararası İlişkiler’de yer alan pek çok teorinin maddi unsurları analiz birimi haline getiren yaklaşımına tezat olarak, Sosyal İnşacılık askeri güç ve ekonomik kapasite gibi maddi güç unsurlarının dağılım durumunun devletler arasındaki ilişkileri nasıl belirlediğiyle ve bir aktör olarak devlet davranışlarını nasıl açıkladığıyla ilgilenmektedir. Teoride maddi unsurların önemi reddedilmese de devletler arası ilişkileri ve uluslararası sistemi belirleyen kaynağın sosyal nitelikte olduğunu ileri sürmektedirler. Bu durum, Sosyal İnşacıların sosyal ve siyasi ortamı, insanî farkındalığı göz ardı eden fiziksel bir birim veya maddi bir nesne olarak tanımlamaktan kaçınmalarını beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla teoride Uluslararası İlişkiler çalışmalarının daha ziyade uluslararası arenada aktörlerin davranışlarına ilişkin bilgiler veren düşünce ve inançlar üzerinde yoğunlaşılması gerektiğine dikkat çekerler.
More...
Tarihi boyunca sömürgecilik hareketlerine en yoğun şekilde maruz kalan ülkelerden biri olan Myanmar/Burma, 1948 yılında İngiltere ve Japonya’nın boyunduruğundan tam anlamıyla kurtularak bağımsızlığını kazanmıştır. Ülke içerisindeki otoritenin bağımsızlık öncesindeki yıllar boyunca sömürgeci devletler tarafından sağlanmış olması, ardından elde edilen tam bağımsızlıkla birlikte yaratılan yeni yapıda otorite boşluğunun ciddi boyutlara ulaşmasına sebep olmuş ve pek çok kaçınılmaz sorunu da beraberinde getirmiştir. Sömürgeci devletler tarafından oluşturulan ve sağlam temellere dayanmayan siyaset alanı, yaşanan otorite boşluğu ortamındaki demokrasiye geçiş girişimlerini başarısız kılmış ve 1962 yılından itibaren ülke, sıkıyönetim ve baskının hâkim olduğu askeri darbeler dönemine girmiştir. Ordunun kendisini tartışmasız olarak ülkenin tek koruyucusu ve savunucusu olarak tanımlaması, ülkenin sahip olduğu yoğun etnik ve dinsel çeşitlilikle beraber hesaba katıldığında ortaya çıkan panorama; baskı, şiddet, zulüm, insan hakları ihlalleri, etnik ve dinsel çatışmalardan ibaret olmuştur.
More...
Son yıllarda giderek yaygınlaşan çevresel güvenlik kavramı, kapsamlı ve neredeyse sınırsız yorumlar içermektedir. Dünyada, insanlar her gün yeni ve zorlu çevre sorunlarıyla karşı karşıya gelmekteler – bazıları küçük ve sadece birkaç ekosistemi etkileyen, ama bazıları da şiddetli bir şekilde görmeye alışkın olduğumuz tabiyatı değiştirmektdir. Acil müdahale gerektiren planlı ve özgün savaş tehditlerinden farklı olarak çevresel sorunlar, genellikle kasıtsız bir şekilde sınırötesi alanlara ve zamana yayılan, birçok aktörü soruna dahil edip, bu aktörlerin itinalı bir şekilde müzakere etmelerini ve işbirliği yapmalarını gerektiren tehditlerdir.
More...
Turkey is one of the countries which receives permanent migration and is situated on the route for transit migration to Europe due to its geographical location and cultural characteristics. Migration to Turkey is forced largely due to wars, internal conflicts and disputes rather than economic in nature. Starting due to cultural imperatives as a result of the Ottoman State’s losing territories, such migration has accelerated during the construction of Turkey's nation states and the immigration continued to flow from particularly Balkans and other regions including the East Turkistan, Iran, Iraq and Afghanistan in the period of the Republic (İçduygu & Sirkeci, 1999, p. 259-265; Çakırer Özservet, 2013, p. 170). Many immigrants immigrate to Turkey temporarily or permanently due to economic and political instability in above mentioned countries as well as Turkey's being a bridge between East-West and North-South (İçduyu & Toktaş, 2005, p. 43). In addition, Turkey is in the "host country" position especially for those immigrants from the same culture since it took over the Ottoman legacy (Buz, 2008, p. 2).
More...
Migration movements that have many causes and effects is as old as human history. Migration is defined as changing of place. Migrations are mandatory or voluntarily according to the causes of migration. Movements of migration can also be classified as internal migration and international migration into two groups. Migration movements' causes, effects and consequences are different from each other.
More...
Considering the social and economic dimensions of migration, it is fact that both individuals who immigrated and community which is immigrated effect bilaterally from different perspectives. Migration describing as a demographic process in the sense of settlement changes between geographic region and / or the administrative areas, can also be described as population movements occurring with reasons such as economic, social, cultural, political, religious, natural disasters and so on. In other words, migration means that with better life expectancy individuals and communities leave theirs habitats and temporarily or permanently decide to go to new residential areas (Pazarlıoğlu, 2005:121).
More...
The controversy surrounding the construction of mosques has been part of Europe’s political landscape during the past forty years, and it has reached a new level of intensity since the beginning of the new century. The controversy crystallizes public debate and struggle over Islam, migration, and European identity. It’s about more than architecture, the height of minarets or the number of parking places around a mosque. The heated debates surrounding the development of Muslim infrastructure are public forums where societies negotiate questions of belonging or exclusion of the Muslim minority in the national state. In my paper, I will propose a multi-dimensional framework for the analysis of these controversies. This paper is based on empirical research on opposition to mosque construction in Austria, which I conducted between 2009 and 2012 (Fürlinger 2013).
More...
One of the very stable social myths in the public discourse in Germany is that the process of social integration of Turks as an ethnic group and Moslems as a religious group has failed. Problems with head scarf, honour murderings, juvenile violence acts, higher unemployment rates or lack of German language competencies are even shown as valid indicators for this assumption.
More...
There is considerable literature pointing out the male-dominated structure of Kurdish society in which women’s problems have never been prioritized (Mojab 2001, Bruinessen 2001, Alinia 2004, Gambetti 2005); yet there is still limited number of research on Kurdish women’s problems. The existing studies focus on the ostensible (de jure) empowerment they gained, particularly among immigrant/diasporic Kurds. However, the lack of empowerment in practice generally sustains even if they acquire immigrant status or formal citizenship status in the West.
More...
17-18 Kasım 2016 tarihinde Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen Suriyeli Mülteci Çocuklarla Elele, Uluslararası Göç ve Çocuk Sempozyumu dünyanın özellikle göç ve yabancılara ilişkin tutum olarak olumsuz örneklerle sarsıldığı bir döneme denk gelen önemli bir proje ile mülteci çocuklara dikkat çekmesi nedeniyle özel bir öneme sahip. Türkiye de, pek çok konuda olduğu gibi nüfus hareketleri ve göç açısından da bir dönüm noktasında. Suriye krizi, Orta Doğu’daki genel savaş hali ve başarısız darbe girişiminin sonuçları itibariyle hızla bir göç ülkesi olarak dinamiklerin değiştiği bir noktadadır. Bu yeni durumda göçmenlerin, göçün ve göç etmeyenlerin birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Göç edenlerin, özellikle Suriye gibi savaş halindeki ülkelerden gelen göçmenlerin uzun süre kalacaklarını bilerek, iki yönlü işlemesi gereken uyum sürecine önem verilmesi ve bunu yaparken de özellikle hassas nüfuslara dikkat edilmesi gerekiyor.
More...
Migration is a serious social-demographic and conflict phenomenon. Being a global process it possesses regional peculiarities caused by territorial position and socialeconomic state of the country and its political sustainability. Children of migrants face problems of social, cultural, climate adaptation, access to education, medical and juridical help.
More...
Mültecilerin çağdaş uygarlıklara erişebilmeleri için özelikle eğitim sorunlarına çözüm bulunması gerekiyor. Bu çözüm arayışı ise Kazakistan halkına yakın ve onun anlayabileceği bir durumdadır. Eskiden beri var olan mültecilerin, dalga dalga Kazak bozkırlarını “örtmesi” halkın hafızasında ve ruhunda dramatik olaylarla dolu tarihi bir iz bırakmıştır. Diğer yandan savaşların, açlığın ve yoksulluğun sürekli devam etmesi bu bölgede yaşayan insanları başka bölge ve ülkelere göç etmeye zorlamıştır.
More...
Türkiye, Ortadoğu’da Suriye merkezli siyasal ve toplumsal sorunlardan etkilenen ülkelerin başında yer alır. Bu durum coğrafyanın siyaseten bugünü ve geleceğine ilişkin ciddi dalgalanmalar oluştururken toplumsal olarak da önemli sonuçlara sahiptir. Savaştan ve iç karışıklıklardan daha güvenli bölge ve ülkelere doğru gerçekleştirilen insan hareketliliği Türkiye’ye yapılan göç ve sığınma taleplerinin abartılı bir şekilde artmasına neden olmuştur.
More...
Görüldüğü üzere Suriyeli sığınmacıların genel ve yaygın statüsü, “Geçici Koruma” statüsü şeklindedir. Bir uluslararası koruma türü olan Geçici Koruma Statüsü, ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak Türkiye’ye girmiş T.C. vatandaşı olmayan yabancı uyruklulara sağlanan korumayı ifade etmektedir ki, ülkesinden ayrılmaya zorlanmış Suriyelilerin büyük kısmı Türkiye’de geçici koruma statüsü altında yaşamaktadırlar. Geçici koruma statüsü, oturum (ikamet) hakkının yanı sıra sağlık, eğitim, sosyal yardım hizmetlerine ve iş piyasasına erişim haklarını ve geri gönderilmemeyi teminat altına almaktadır.
More...
History of civilizations teaches that migration and its positive and negative results for humanity is old as humanity itself. There are many reasons, famines, droughts, natural disasters, economic, as well as political one. The migration of Syrians since 2011 is a result of domestic political conflicts and instability. The Syrian conflict with a brutal military crackdown on anti-government civil and peaceful protestors in Daraa, a small town southwestern Syria, began in March 2011. This conflict eventually has displaced more than 12 million people by Feb., 2016. Majority of Syrians have fled to neighboring countries in the region, such Jordan, Lebanon, and Turkey. Therefore, the Syrian conflict is one of the biggest humanitarian, peace, and security crisis facing the world and humanity today. Intensified fighting and a deteriorating humanitarian situation continue to cause massive people flows within Syria and into the region. The UN estimates 13.5 million people in Syria need humanitarian assistance while 4.6 million have fled to neighboring countries, including Lebanon, Jordan, Turkey, Iraq and Egypt.
More...
Öncelikle mülteci sorunu benim için insani bir sorun olduğu kadar, komşularımıza karşı hissettiğimiz moral bir sorun. Gaziantepli olmam ve ayrıca göç başladığı dönemde babamın Gaziantep’te görevli olması sorunla yakından ilgilenmeme sebep oldu. Mülteci kamplarını ziyaret ettim, şehirde yaşayan Suriyelilerle görüştüm. Dahası mültecilerle ilgili STK’larda ve devlette çalışan çeşitli kişilerle görüştüm. Sorunun farklı boyut ve yansımalarını onlardan dinleme imkanı buldum. Suriyeli mültecilerin devam ettiği bir üniversiteyi ziyaret ettim. Öğretim üyeleri ve özellikle de kız öğrencilerle görüştüm. Bundan dolayı, mülteci sorununu sadece medyada izleyen ve okuyan biri olarak değil, âdeta sorunun içerisinde yaşayan biri olarak anlamaya ve anlamlandırmaya çalıştım. Konuyu daha nesnel olarak anlamak için Erasmus+ bursu ile Çek Cumhuriyeti Charles University in Prague bünyesindeki Geographical Migration Center (GEOMIGRACE) Göç Merkezindeki çalışmalara katıldım. Göç sorununu ve bunun uluslararası sonuçlarını bu merkezdeki meslektaşlarımla tartıştım. Ve Türkiye’deki Suriyeli Mülteci Çocukların Eğitimi üzerine bir ders verdim. Bu çalışma da eğitime farklı bir proje olan Paper Airplanes’e dahil olmam sonucunda şekillendi.
More...
